Yok, zeki olmıycaksın. Özgür olmıycaksın, heleki kendi ayakların üstünde asla ve asla durmıycaksın! Kendi özel zevkin olmıycak, olamaz zaten; sen kimsin ki - ve kendi bedenin üstün karar yetkin bile olamaz.
İşte bu devirde, bu ülkede böyle olmalı kadın.
Özgür müsün, kendi kendine yetebiliyor musun, götün kalkmış o zaman!
Fikir mi beyan ediyorsun? Gevezesin, ukalasın, fitnesin!
Güzellik anlayışın "şu" mu? Olamaz efendim, ancak "bu" olursan güzel olabilirsin.
Zaten insan da diğilsin, kamu malısın anca; beyfendiler "kadın çocuk doğurma kapasitesi itibariyle topluma aittir" buyurdular!
Tecavüzcünün çocuğunu da doğuracaksın, devlet bakar! Yok kürtaj da neymiş, cinayet, cinayet! Peki yasadışı yollardan çocuğunu aldırmaya çalışırken kaç kadın ölücek, çok mu umrunda devletin? Çocuk esirgeme kurumları çok mu harika çalışıyor? Daha biz, elimizdeki doğmuş çocuklara en iyi şekilde mi bakıyoruz ülke olarak?
Ama hayır, bu devirde zeki olmayacaksın kadınsan. Sorgulamycaksın, emre uycaksın. Zeka neyine senin, sen otur evinde; paşa paşa doğur 3 çocuk... Ama erkek çocuk ha, kız çocuk soyu kurutur sonuçta!
Kadınlığımıza, cinselliğimize karışan yalnızca politikacılar olsa, yine kaçış olurdu bu aptallıklardan. Oysaki tutun yan komşunuzdan, otobüste laf atan adama, okulda/işte arkanızdan "ne rahat kadın.." diye dedikodu yapan gerikafalı kadına, eve genç bi erkekle giriyosunuz diye adeta dürbün takınmışçasına sizi izleyen karşı apartmandaki teyzeye kadar.. herkesin denetleme payı var kadınlığın üstünde!
Sanıyor musunuz ki yalnızca erkeklerin baskısı var; hayır, kendini bilmez kadınlara daha çok batıyor en başta saydığımız özellikler.
Yaşıtlarınızın, çevrenizdekilerin işine geliyor mu peki sorgulamanız, kendi ayaklarınız üstünde durmanız, istediğinizi yapmanız?
Sizi erkeklerle rahat görenler arkanızdan "orospu"yu basmıyorlar mı? Cesurca reddedebiliyorsanız bi erkeği, neden hoşlanmadığınızı açıkça söylüyorsanız "bi tarafları kalmış"sınızdır hemen! Karşınızdakine güvenip sevginizi en derin şekilde göstermeye çalışın, "namussuz" oluverirsiniz. Eğer seks hakkında konuşmaya açıksanız, karşı cinsin sorularını cevaplayıp yanlış bilinenleri düzeltmeye çalışıyorsanız "sapık"sınız, başka açıklaması olamaz!
EMMA GOLDMAN DİYOR Kİ:
KADIN ARKADAŞLAR!
Cinselliğimize ambargo koydurmaya son!
Sevilmeyen bir bedene dokunmak, bir insanlık
suçudur.
Çifte standartlı ahlak, kadınlara rahibe gibi
yaşamalarını buyururken, erkekleri azdırır.
Çoğu kadın, cinselliğini
gizler, gösterene de hakaret eder bu iki yüzlü ahlakı dayatanlar.
Ve bu erkekleri azdıran,
kadınları pasifleştiren, ahlaksızların ahlakına, göre, cinsellik, yalnızca
erkeğin eylemine bağlıdır.
Bu yüzden, çoğu kadın ve erkek, ruhsal ve
bedensel yönden zarar görüp, sakatlanmaktadır.
Cinselikle aşk bir bütündür.
Bütün bu yasakların ve önyargıların ardındaki
gerçek, tarihsel olarak, kadınların cinsel gücünden korkmalarıdır.
Bir kadın da, sevişmek
arzusunu bağıra bağıra dillendirmelidir.
Namus, şeref bacak
arasında değildir.
Şerefsizlik, kadın bedenine ambargo koyan, iki
yüzlü ahlakçılıktır.
Gönülsüz sevişmek
tacizdir. Sarkıntılıktır.
Kadınlar, sevişmeyi
ertelememeli, erkeklerden baklememelidir. Varsın "kötü" kadın
desinler.
"Kötü kadın” olmak, iki yüzlü ve hasta
kadın olmaktan iyidir.
Seçilmeyi beklemeyin,
SEÇİN!
Bir kadın olarak; özgür, kendi fikirleri olan ve göstermekten çekinmeyen bi kadın olarak, Emma Goldman'a katılmamak imkansız.
Beni istediklerini gibi etiketleyebilir; sapık, namussuz, orospu, kamu malı olarak yaftalayabilirler. Ama ben numara yapmaktansa, başkalarının fikirleriyle yaşamaktansa bir orospu olarak, "kötü" bir kadın olarak yaşamayı tercih ederim.
İki yüzlü veya hasta kadın olmaktansa, "kötü" kadın olmayı yeğlerim.
.Ucube